AVRUPA'DA KAROLENJ HANEDANLIĞI VE DÖNEM SANATI

AVRUPA'DA KAROLENJ HANEDANLIĞI VE DÖNEM SANATI

Osman KELEŞ 25/01/2018

Kuzey Galya kökenli saray nazırlarından Charles Martel ve daha sonra oğlu Kısa Pepin Karolenj hanedanının ilk kralları olarak kabul edilmektedir. O dönemlerde Franklar, Merovenj Hanedanından gelen hükümdarlar tarafından yönetilmekteydiler. Karolenj hanedanı soyluları, prensliklerle mücadelede başarıya ulaşmış oldularsa da , Marovenj hanedanlığını yok etmeyi bir türlü başaramamışlardır. Bu sırada Papa, Pepin'in kral olmasının daha mantıklı olduğunu açıklamış; bununla beraber Papa, 751 yılında Pepin’i kutsamış ve Karolenj hanedanlığı böylelikle kurulmuştur.

KAROLENJ SANATI

Karolenj sanatı, saray ve çevresinde imparatorluğun desteğiyle dönemin önemli manastırlarında üretilmiştir.  Bu manastırlar  Fransa, Almanya, Avusturya, Flaman ve Kuzey İtalya ülkelerinde yer almakta olup sanat da  farklı bölgelerin ve farklı ustaların etkisi ile zenginleşmiştir. Karolenj İmparatorluğu dışından gelen Hiberno-Sakson ve Bizans sanatlarının da temsilcileri Karolenj dönem sanatında etkili olmuştur. Karolenj dönemi sanatında ilk defa Roma sanatı canlandırılmaya çalışılmış olup bu gayret Klasik ve Kuzeyli unsurların görkemli ve ağırbaşlı bir tarzda harmanlanmasıyla neticelenmiştir. Bu tarzların kaynaştırılması ile ortaya çıkan insan figürü tipi sonradan Romanesk ve Gotik dönem sanatlarına zemin hazırlamış ve bu nedenden dolayı kimi zaman Karolenj sanatı için Pre-Romanesk (Ön Romanesk) terimi kullanılmıştır. Bu sürecin devamında, X. yüzyıllarda ortaya çıkan Ottonyen sanatı ise temellerini Karolenj sanatından almaktadır.

KAROLENJ DÖNEMİ EL YAZMALARI

Karolenj sanatından günümüze gelen eserlerin büyük çoğunluğunu el yazmaları oluşturur. El yazmalarında İncil yazarlarının tasvir edildiği tam sayfa minyatürler ve kanon tabloları, Hiberno-Sakson el yazmalarından gelen etkilerdir. Karolenj el yazmalarında, Hiberno-Sakson el yazmalarındaki gibi abartılı dekorasyonlara ve hayvan stiline rastlanmaz onun yerine bitkisel bezeme ve insan figürü daha fazla tercih edilmiştir. Bu figürlerde ise Geç Antik Çağ ve Bizans etkisi vardır. Zaman zaman ise renkli resimlerde polikrom stilin etkileri görülür. El yazmalarında sahneler ve hikaye döngülerine içerikte nadiren rastlanmakta, olanlarda ise genellikle Eski Ahit'ten (Tevrat) yaratılışla ilgili sahneler yer almaktadır. Yeni Ahit'ten sahneler (İncil) ise genellikle fildişi kitap kapaklarının kabartmalarında yer almaktadır. Bu dönemin karakteristik özelliklerinden biri ise sahneli baş harflerdir. Bu uygulamada büyük ve süslü baş harfin içerisinde o bölümde anlatılan hikayenin önemli sahnelerinden biri resmedilmektedir.

Lüks el yazmalarının mücevherle ya da fildişi kabartmalarla süslenmiş ciltleri bulunmaktaydı. Süslü ve renkli sayfalar da bu tür el yazmalarında bulunmakta olup kütüphaneler için yazılan yazmalar ise sade, deri ciltli ve bazı süslü baş harfler ile mürekkeple yapılmış sahnelerle bezenmiş vaziyetteydi; bu tarz yazmalar genellikle eğitim amaçlı yapılmış eserlerdi. Bu el yazması eserlere örnek verecek olursak İmparator Şarlman'ın Aachen'deki Saray okulunda yapılan ve ilk eser olması bakımından önemli olan Godescalc İncili’ni örnek verebiliriz. Godescalc İncili 781-83 yılları arasında yapılmış olup tarz olarak Hiberno-Sakson ve Bizans tarzının kaynaşmasıdır. Günümüzde bu el yazması Paris’te Ulusal Kütüphane’de yer almaktadır .

KAROLENJ DÖNEMİ MİMARİSİ
Karolenj dönemi mimarisi diğer sanat alanlarında olduğu gibi Roma ve Erken Bizans özelliklerinin Orta ve Kuzey Avrupa anlayışıyla sentezlenmesi sonucu oluşmuştur. Dönemin devlet, din ve kültür yapısı eserlerin gelişimine ve tasarımına yön vermiş, bu nedenden dolayı ise Roma-Bizans mimari özelliklerinin üzerine yenilikler yapıldığı görülmektedir. Merkezi plan veya yapı merkezinin vurgulandığı planlar tercih edilmiş, merkezi olmayan bazilikal plan ile merkezi planın birleştirildiği ''Transpetli Bazilika'' tipindeki plan türü ön plana çıkmıştır. Bu plan türü sonraki dönemlerde de birincil kilise plan tipi olacaktır.

Bu dönemde toplu yaşam alanlarında kalelerin,surların ve sura benzer kuleli, yüksek duvarları bulunan manastırların dönemidir. Bu eserlerin anıtsal ve resmi görüntüsü Karolenj kilise mimarisine kuleli, anıtsal ön cepheler biçiminde yansımış olup kiliselerin batısında, naosun önünde yer alan ve enlemesine yöneliş göstermekte olan bu bir giriş bölümü dönemin yeniliklerinden biridir. Bu giriş bölümü kuleler ile bir bütün halindedir ve ''batı işi/batı yapısı''  (westwork) olarak isimlendirilmektedir. Bu bölüm, Bizans mimarisinden bilmekte olduğumuz ''narteks'' bölümünün çok katlı ve kuleli versiyonudur.

Bu dönem eserleri , yönetim anlayışına uygun olarak planlı inşa faaliyetleri ile oluşturulmuştur. Eserler tıpkı Roma döneminde olduğu gibi önceden planlanmış bir düzen ve yerleşme planına göre inşa edilmiştir. Aachen Sarayı'nda gördüğümüz bu planlama çabası bilhassa fazla sayıda ve farklı fonksiyonlara sahip eserlerden oluşan manastırlarda kendini gösterir. Örneğin dönemin eselerinden olan, VIII. yüzyılın sonunda IX.Yüzyılın başında yaptırılan Aachen Sarayı, Roma döneminin önemli bir termal merkezi üzerine dönemin İmparatoru Şarlman tarafından kurulmuştur. Sarayın mimari ise Metzli Odo'dur. Eserden günümüze yalnızca saray şapeli ulaşabilmiştir. Aachen Saray Şapeli ise 796-805 tarihlerinde yapılmış olup etrafı dört adet yapı ile çevrelenmiş vaziyettedir. Döneminin mimarisinin günümüze gelmiş en önemli eseridir. Plan olarak ortada sekiz paye ile belirlenen sekizgen merkezi mekan ile etrafındaki on altıgen mekandan oluşur. 2 katlıdır ve yüksek kasnaklı bir kubbe şapelin üst örtüsünü oluşturur. Eser 16.5 metre çapında ve 31 metre yüksekliğindedir. Eserin Batı cephesinde iki yandaki kulelere çıkışın da sağlandığı narteks yer alır. Eserin sütun başlıkları ve renkli taşları orjinaldir ve mozaikler 19.yüzyılda aslına benzer bir şekilde yeniden yapılmıştır.



Bu blogdaki popüler yayınlar

HRİSTİYAN SANATINDA İMGE VE TASVİR